Yeni Yılımız Kutlu Olsun – 2015

Yogibaba Adnan ÇabukBütün dünya toplumları, büyük şehirlerde “Yeni Yıl”a girme hazırlıkları ve coşkusu içinde koşturmakta, ekonomilerine can vermek ve daha çok kazanmak için tüketim psikolojisini körüklemekteler. Bu benim hatırladığım kadarı ile elli senedir gittikçe artan bir volüm ile devam etmekte. Fakat, kapitalizmde insanların yararından çok milletler arası büyük firmaların daha çok kazanmaları hedeflenmiş olduğundan dolayı, dünya nüfusunun artması da eklenince refah toplulukları olma yerine gittikçe fakirleşen toplumların oluştuğunu görüyoruz. Gözü hiç doymayan dünyayı yöneten patronlar yüzünden suların, havanın kirletilmesi, ağaçların kesilmesi, doğamızın bozulması ile dünyamız ciddi bir hastalık geçirmektedir. Dünyamız, doğamız, ciddi bir hastalık geçirirken biz yeni yıla girerken neyi kutluyoruz anlayan var mı ?

Büyük bazı firmaların insanlığın yararına olacak şekilde ekonomileri düzenlediklerini kabul etsek bile, ki bu firmaların sayısı bütünün içinde çok cüzi kalmaktadır; bizler 21. asır medeniyet terimleri yerine  yakın geçmiş asırlarımızın dünya felaketini hazırlamakta olduğumuza şahit olduğumuz halde halen hızlı bir felakete yol alırken dans edip kutlamamız ne kadar akıllıca olur ?

Biz bu coşkuyu bilerek mi yaşıyoruz yoksa akıntıya kapılmış uçuruma doğru giden şelaleye mi kendimizi kaptırdık ?  Yeni bir Dünya düzeni kurma zamanını ve şansını kaybetmiş mi bulunuyoruz ?  Uykudan uyanmak için daha hangi büyük felaketleri beklememiz gerekiyor ? Kendim her günümü coşku ve umutla yaşamakta olmama rağmen -ki bunda Yoga’nın çok olumlu ve somut katkısı vardır- felaketi durdurabilmemiz için yeteri kadar gelişmiş insan bilincinin oluşmasına vaktimiz yetecek mi sorusunu sorguluyorum. İnsanoğlu kendini bildi bileli hep mutluluğun peşinde koşmuştur. Bunun için de; çok kazanmak, şöhret olmak, güzel kıyafet, güzel eşe sahip olmak gibi hep kendisine dönük getirileri olan nesneler peşinde koşmuştur ve halen koşmaktadır. Kapitalizmin körüklediği çok şeye sahip olmakla çok mutluluk elde edileceği düşüncesi insanoğluna yutturulmuştur. Halbuki mutluluğun bu şekilde elde edilemeyeceği gerçeğini bir çoğumuz biliyoruz.

Meşhur büyük Hint filozofu ve aydın Rabindranath Tagore demiştiki “I slept and dreamt that life was joy. I awoke and saw that life was service. I acted and behold, service was joy. “

“Uyudum ve rüyamda yaşamın mutluluk olduğunu gördüm. Uyandım ve  gördüm ki yaşam hizmet etmekmiş. Hizmet ettim ve gördüm ki hizmet etmek mutlulukmuş. “

Gerçek mutluluğun hizmet etmekte olduğunu bütün dinler de söyler. Ancak dünyamızdaki yaşanan savaşların çoğu dinlerin istismarı ile olmuştur  ve halen bu istismar yüzünden dünyamız bu karanlık çağı yaşamaktadır. Dünyamızın bu felaketlerden kurtulması ve gerçek insanlık yolunda yaşayabilmesi için bütün dinlere aynı mesafede duran, bütün ırklara ve bütün milletlere aynı mesafede duran bir bakış açısı ve bir yaşam tarzı gerekmektedir. Bu anlayış ve yaşam tarzı zaten mevcuttur ve bu da Yoga’dır. Yoga’nın en önemli yönü bilinçli yaşam anlayışı ve felsefesini çok net ve şeffaf bir şekilde işlemiş olması ve bu anlayışı Yoga yapanın hayatına getirmiş olmasıdır. Yoga yapan kişinin yani Yoga yaşam tarzını benimsemiş olan kişinin bu meziyetlere sahip olabilmesi için kesinlikle Yoga’nın ilk iki bölümü Yama, Niyama’yı benimsemesi ve uygulaması olmazsa olmaz şarttır. Bu iki bölüm bütün dinleri birleştiren ahlaki ve felsefi değerlerdir. Bundan sonra gelen bölümler egzersizler, nefes çalışmaları, içe dönme, konsantrasyon ve meditasyon. Bu bölümlerde de kişinin fiziksel, zihinsel, ruhsal, psikolojik, duygusal ve enerji bedenlerini geliştiren, arındıran ve dengeleyen çalışmalardır. Kişi bütün bedenlerinde sağlık ve dengeye girdikten sonra arınmanın getirdiği uyanış ile  artık kendisinin tek başına bir varlık olmadığı evrenin bütünlüğü içinde bir değere sahip olduğu bilincine ulaşınca birliğe ulaşmıştır ve bu da Yoga’nın kendisidir.

Birlik bilincine ulaşan kişi artık kendi menfaatleri uğruna başkasına, doğaya ve evrene zarar veremeyecektir. Dolayısı ile bu bilince ulaşan bir toplum ancak insanca yaşamayı başarmış ve medeniyete ulaşmış olacaktır. Böyle bir dünya toplumu yaratabilirsek, her günümüz coşku ve mutlulukla dolu olacak ve her günümüzü “Yeni Yılı Kutlar” gibi yaşamış olacağız ve o zaman bu kutlamaların insanca bir değeri olacaktır. Gerçekten Yoga yapan yani Yoga’yı anlamış olan kişi  evrenin, doğanın ve insanlık yolunda sadece bir hizmetkar olduğunu idrak etmiş ve öyle yaşayan kişidir.

İnsanca yaşamak umudu ve dileği ile.

Sevgi, Sağlık, Huzur ve Aydınlık içinde  olun.

Yogi Baba Adnan Çabuk

Konu ile ilgili aklınızda birşeyler varsa lütfen yazınız.