Gülhan CANTÜRK
Aralık 1974’de Antalya’da doğdum.Antalya Lisesi’ndeki lise eğitiminden sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünden 1998 yılında mezun oldum. Evli ve iki çocuk annesiyim. 1998-2012 tarihleri arasında bankacılık, üretim ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren yabancı ortaklı firmaların Bilgi Teknolojileri Departmanlarında 15 yıl boyunca mühendislik ve yöneticilik yaptım. Kendimi bildim bileli adının yoga, yaptığım hareketlerin yoga pozu olduğunu bilmesem de müsait olan her ortamda duruştan duruşa geçer, sürekli olarak bedenimi hissetmenin yolunu arar ve yaşamımın amacını, yaşadığım her acı tatlı deneyimin beni neye hazırladığını merak ederdim.
Yoga ile ilk tanışmam 2006 yılında üyesi olduğum spor klübündeki yoga derslerine katılmak suretiyle oldu. Bir vakit sonra bu ilgi aşka dönüştü. O saatten sonra da sadece yoga derslerine girmeye ve yoga pratiğini günlük yaşamımın bir parçası olarak uygulamaya başladım. Yoga ile birlikte yaşamım pozitif yönde ilerlemeye ve önceki deneyimlerimde beni zorlayan yaşam birden bir nehir gibi kendi yolunu doğal olarak bularak akmaya başladı. Yaklaşık bir yıl kadar sonra yaşamıma hediye gelen reiki uyumlaması ve rüyamda da dikşa almamla devam etti. Taşınma, hamilelik ve benzeri kişisel nedenlerle 2009 ve 2010 arasında grup derslerine katılıma ara versemde nefes daima benimleydi.
Yoga gerek kendimle olan ilişkime, gerekse sosyal ilişkilerime bambaşka bir boyut getirdi. Tenis, kayak, yüzme, yürüyüş çok sevdiğim ve yaşamımın birer parçası olan aktiviteler yoga’nın getirdiği nefes farkındalığı, dayanıklılık, değişen koşullara uyum, zihinsel ve fiziksel esneklik, zarafet sayesinde daha da anlamlandı. Yoganın faydasına ve mucizelerine iş ve özel yaşamımda daima tanık oldum.
2012 yılı Ekiminde profesyonel iş yaşamını sonlandırdım ve içimdeki sesin beni yönelendirmesini beklemeye koyuldum. Derken o ses 2013 yılı ocak ayında geldi. Bir arkadaşımın yoga yapabilmek üzerine sesli bir şekilde ettiği duası üzerine, aniden dudaklarımdan dökülen “ben yapıyorum yarın gel birlikte yapalım” cümlesi herşeyin yeniden başlangıç noktası oldu. O an için istemsiz olarak söylediğim bu cümle zamanla “Yoga pratiğini başkasıyla paylaşabilir miyim?” “Nasıl paylaşırım?” sorularını da beraberinde getirdi. Soruların cevaplarının peşine düşüncede kendimi Adnan Çabuk Spiritüel Yoga Okulu Eğitmenlik programında buldum. Adnan Çabuk ve Lourdes Çabuk hocalarımızın yoğun geçen bir eğitim sürecinden sonra 2013 Agustos ayında “‘Klasik Spiritüel Raja Yoga Eğitimenlik Sertifikası” alarak Siddashram Yoga Eğitmenleri arasına katıldım.
Lourdes Çabuk hocamızın “Güzellik Yogası” ile ilgili insanların hizmetine sunduğu birikimlerini öncelikle kitabından takip edip sonrasında da 2013 yılında verdiği “Güzellik Yogası” eğitimlerine katılarak kişisel pratiğimi zenginleştirdim.
2014 yılında Derya Altunel ve Mert Güler hocaların Çocuk Yogası sertifika programına katıldım. Ayrıca konularında uzman olan değerli yoga eğitmenlerinin “sandalye yogası, anksiyete ve depresyon için yoga uygulamaları, ters duruşlar, yin yoga ve anatomiye giriş, hamile yogası “ workshoplarına katıldım ve kişisel gelişimime katkısı olacağını düşündüğüm her türlü aktivitesinin takipçisi ve katılımcısı olmaya da devam ediyorum.
2013 Agustos ayından itibarende yoga pratiğimi özel ve grup dersleriyle insanlarla paylaşmaya ve 2014 yılından itibaren de Adnan Çabuk Vakfı’nın toplum yararına verdiği hizmetlerde yoga eğitmeni olarak görev almaya başladım. Bu süreçte yoga pratiğimi çocuk, ergen, genç, yetişkin, ileri yaş, ofis çalışanları, öğrenci, hamile ve özel durumu olan pek çok kişiyle paylaşma şansı elde ettim. Paylaştıkça yeni şeyler keşfediyorum ve bu öğretiyi mümkün olduğunca çok kişiyle paylaşmak ve mümkün olduğunca daha çok kişi mucizeye tanık olsun istiyorum. Kendi kendine yoga yapmanın ötesinde bu pratiği ihtiyacı olan insanlarla paylaşmak benim için tarifi olmayan bir mutluluk kaynağı ve bu kaynakla bağlantım ömrüm boyunca daha da derinden devam etsin….